İnsan Kaynakları kimliğimdeyken bir mülakatın sonunda aday, ben doğudan bir köyden geldim buralara dedi. Neler yaşadınız? diye sordum. Bir elimde test kitabıyla tarlada çalışarak hayalime kavuştum, dedi. İstanbul’da hatırı sayılır teknik üniversitede mühendislik bölümünü üstten ders alarak kısa sürede tamamlamış. Tabi bir de okula ek olarak iş hayatına başlamış, eğitimini tamamlamak için para da kazanmış. Görüşme bittikten sonra üzerine düşünmeden edemedim, hani coğrafya kaderdi? Bu fikri sorgulamadan kabullenmeyi mi seçmişiz yoksa?
İlham verecek tarzda bir başarı öyküsüydü bu, eminim anlatmadığı daha ne zaferleri vardı.
Kendisini hayaline giden seçimler yaptığı için, yine yeniden içtenlikle tebrik ediyorum.
Peki ya sen? Seni doğduğun ülke, şehir, ilçe, mahalle, köy nasıl etkiliyor? Sana nasıl etki
etmesine izin veriyorsun?
Bir şeye evet derken aynı zamanda neye hayır dediğimizi seçiyoruz.2
O hayır dediklerimizin içerisinde, istediğimiz şeyler varsa?
“Sen saçından ve bedeninden ibaret değilsin, senin kim olduğunu belirleyen seçimlerindir.”3 düşüncesi, insan hayatının seçimlerinden ibaret olduğu fikri binlerce yıl öncesine dayanmaktadır.
...sen seçtiğin bir zamanda da doğmadın zaten, dünyanın sana ihtiyacı olduğu bir zamanda
doğdun4 ... bakış açısı, ben bu dünyaya bir şeyler yapmaya, var olmaya geldim dedirtiyor. Peki,
ama ne yapmalıyım, nasıl yaşamalıyım, neler seçmeliyim? Aynı ailede yetişen kardeşlerin hayatlarının birbirlerinden farklılık gösterdiğini gözlemleyip, demek aynı ailede olmak aynı yolları sunmuyor diye düşünüyoruz. Hatta dünyaya ikiz olarak gelen bireyler bile aynı imkânlara sahip olmuyor. Aynı ailede yetişen ikiz kardeşlerin farklılaşmasının sebeplerinden bir tanesi: yapmış oldukları seçimlerdir. Peki, istediğimiz bir yaşam sürmek, dünyaya katkı sağlamak için nasıl seçimler yapmalıyız?
“... zihnin büyüklüğü madden değil manen ölçülür. Verdiğin kararlarla.”5
Bu sorunun cevabı için, önce düşünülmesi gereken:
“Bu dünya benim en iyi halimi görüyor mu?”6 sorusunun altından “Ben bu dünyada nasıl biri olarak var olmak istiyorum?” sorusu karşımıza çıkıyor. İçimizdeki potansiyeli kullanıyor muyuz yoksa elbet bir gün kullanırız diyerek endişelerimizin peşine düşüp potansiyelimizi arşive kaldırmayı mı seçiyoruz?
“Nasıl bir kişi olmak istediğinizi açık seçik tanımlayın.”7
Özümüze inen soruların hepsi matruşka bebek gibiler, açtıkça içinden yenisi doğuyor. Hayatımızın rotasını oluşturacak, yorulduğumuzda yeniden ayağa kaldıracak, motivasyonumuzu artıracak, hedefe doğru küçük adımlarla yürümemizi sağlayacak, ‘öz’ümüzle olan bağımızı sağlamlaştıracak o güçlü soruya vereceğimiz cevap, hayatımızın can simidi olacaktır. Orada olduğunu bilmek kendimizi iyi hissettirecek, ihtiyaç halinde onu kullanabileceğimizi bilmek güven verecektir.
“Aynalar türlü türlüdür, kendini görmek isteyen cama bakar, özünü görmek isteyen
cana bakar.”8
Bu dünyada nelere katkı sağlamak istiyorum? Başka insanların hayatlarında izler bırakabilmek olarak ifade edilen dalgalanma9 yöntemimi ne olarak seçiyorum?
Hayatımız bir nevi puzzle gibidir, belki 500 belki 3000 belki de 5000 parçalık bir puzzle. Parçalar birleştikçe büyük tablo ortaya çıkacak. Ben puzzleımı tamamladığımda ortaya ne çıksın istiyorum? Büyük resme baktığımda benim varlığım nasıl bir katkı sağlasın?
“Nereye gittiğini bilen insana dünya yol verir.” 10
Öz’ümüzle bağdaşan seçimler yapabilmek kendimizi dinlemekten, baş başa olabilmekten, neye ihtiyacımızın olduğunu fark etmekten geçer. Sadece kendimizi duyarak yola çıkmalıyız.
“Dinlemeyenler öğrenemezler
Öğrenemeyenler bilemezler
Bilemeyenler olmazlar
Olmanın yolu bilmekten geçer
Bilmekse dinlemekle başlar.”11
Kendimizi dinlerken neye odaklanmalıyız? İçimizdeki güce... İçimizdeki gücün farkındalığı, yapacağımız tüm seçimleri olumlu yönde etkileyecektir. Yapabileceklerimiz üzerine inşa edilmiş seçimler zinciri, bizi akışta tutacaktır. Zincirin halkaları istediğimiz gibi sonuçlanmazsa nasıl davranmalıyız? Önemli olan; yaptığın her seçimin senin yolunu sağlamlaştıran bir halka olduğunu bilmek, olanı kabullenmek, istediğin gibi sonuçlanmasa da yaşadıklarından elde ettiğin farkındalıkları görebilmektir. Sen başarı olarak neyi tanımlıyorsun? İstenilen sonucu elde etmeyi mi, sonucu ne olursa olsun diyerek cesaretle adım atmayı mı?
“Sadece kendine çekil. Yönetici aklın, kendi kendine yetebilecek bir yaradılışa sahip
ve ancak doğru olanı yaptığında huzur bulacak...” 12
Ebru sanatı ile yapılan her resim farklıdır. Seçmiş olduğun renklerin sayısı, kullanma biçimin, rengin miktarı, renklere verdiğin yön hepsi çıkan sonucu değiştirir. Her resim eşsizdir. Bir tane daha aynısından olması mümkün değildir. Tıpkı insanlar gibi...
Eşsiz olduğunu bilmek, kulağına nasıl geliyor? Bu farkındalık olumsuz hangi kavramı yok ediyor? Kıyaslanmayı... Kıyas yapabilmek için aynı olan iki tür gereklidir. Hâlbuki sen bir tanesin. Hayatımız boyunca düşülen yanılgılardandır, kıyaslamak ve kıyaslanmak. İnsanı olumsuzluğa çeker. Elbette kimi insanda hırsını tetikleyerek sonuç elde etmesini sağlayabilir.
Ancak hırs, kendimize pozitiflik katan bir güç müdür? Bunun yerine içimizdeki gücümüzü keşfetmek, neler yapabileceğimize odaklanmak, sonraki benin önceki benden ileride olmasını sağlamak hedefimizi gerçekleştirmemize giden yolda alternatifleri görmemize daha çok katkı sağlayacaktır.
“Hayatımız düşüncelerimizin bir sonucudur.”13
İçimizdeki güç inancımızdan, inancımız düşüncelerimizden gelir. Neyi düşünürsek orada güçleniriz. Beyin düşündüğümüz şeyin olumlu ya da olumsuz olduğu kısmına karar veremez o sadece sizin ona verdiğinizle beslenir, onu filizlendirir. Peki böyle bir mekanizmaya nasıl düşünceler vermeyi tercih etmeliyiz? Bizi hedefimize götüren yolda elbette ki kendimize olan inancımız, sevgimiz, şefkatimiz bizi daha da güçlü kılacaktır. İnsan doğası gereği her zaman olumlu alanları da göremeyebilir. Bu durumlarda yapmamız gereken zihnimizin hangi kısımda olduğunu fark etmemizdir. Zihin durumlar karşısında iki konumdan birini tercih eder: öğrenen ya da yargılayan zihin. Yargılayan zihin, bir müddet sonra bizi olumsuzluklar bataklığına çeker, saplanır kalırız. Öğrenen zihin ise sonucu ne olursa olsun ‘buradan bana katkı sağlayacak ne alabilirim’ düşüncesi ile kendine yeni bir farkındalıkla ayrılır. Yargıç konumundan öğrenen konumuna geçmek yine bizim seçimimizdir ve bizi ileriye taşıyacaktır. Yerimde saymayı mı, ilerlemeyi mi seçiyorum?
“İnsan bir şeye karar verir ve o gerçekleşir.”14
Güçlerimizin neler olduğunu bilmek, bize neler yapabileceğimizi gösterir. Belki sosyal medyada kendin yap proje (DIY) videolarına denk gelmişsinizdir. Bu videolar bana, içimizdeki potansiyel ile neler yapabileceğimizi anımsatır hep. DIY projeleri, eşyaları ilk akla gelen özelliği ile değil, alışılmışın dışında tamamıyla sizin yaratıcılığınız ile yepyeni tasarım ve ihtiyacınıza göre düzenlemeler yaparak yeni bir eşya üretmektir. Kimisi tekerlekten saksı yapar kimisi kâğıt rulodan. Herkesin kaynağı, seçimi, ihtiyacı, yaratıcılığı farklıdır. Kendinizi dinlediğinizde, elinizdeki güçlerin neler olduğunu fark ediyorsunuz? Güçlerimizi bilmek demek, yemek yapmak için evde hangi gıdalarımızın, scrabbleda bir kelime yazmak için elinde hangi harflerin olduğunu bilmekten farksızdır. İçimizdeki kaynaklarımızı tespit edersek neler yapabileceğimizi çok daha kolay bir şekilde görebilir, üretebiliriz. Bazen negatif gibi görünen varlığından hoşlanmadığımız kaynaklarımız, ulaşmak istediğimize işaret eder. Neyi elde etmeye çalıştığımızı gösterir, olmayanla güçlenir, ona doğru adım atarız.
Renkler tek başına bize sunulduğu hali ile kullanılmak durumunda değildir, geçmişten gelen değiştirmek istediğimiz rengin içine yeni bir renk katarak bu iki renkten yepyeni bir renk de elde edebiliriz.
Bugün ki yaşınıza kadar eminim birçok konunun üstesinden geldiniz. Bu süreçlerde hangi güçlü yönlerinizi kullandınız? Onların yanı sıra sizden şefkat bekleyen hassas yönleriniz neler? Onların varlığını inkar etmek yerine onlara kucak açıp, kabullenmek size neyi fark ettiriyor?
“Biz olanı kabullendikçe dünya yavaşlar ve gerçek yüzünü gösterir.”15
Güçlü yönlerinize ilave hangi davranışlar geliştirmek istersiniz? Çevrenizde sizi destekleyen neler var? Hedefinize giden yolda bugünden geleceğe, belki de onu bu zamana kadar adım olarak bile saymadığınız küçücük ilk aksiyonunuz olarak neyi seçersiniz? Ne kadar küçük olursa olsun, ilk adımı atmaya niyetli olun. Öğrenmeye hevesli olduğunuz gerçeğine odaklanın.
Mutlak mucizeler gerçekleşecektir.16
Bin kilometrelik bir yolculuk, ilk adımla başlar.17
Koçluk, hayattır. Hayalinize doğru atacağınız adımlarınızı seçerken, size ayna tutar. Kendinizi- özünüzü görerek yolculuğunuza devam edersiniz. Puzzleın parçalarına ve büyük resme bakmanızı sağlar. Seçimlerle başlar hayat tablomuz, ilk parçadan sonra elbet parçanın girintisi çıkıntısı bellidir bu sebeple ilintili seçimler yapmak gerekecektir. Ancak girinti ve çıkıntıların varlığını kabul ederek hangi parçaların bizi tamamlayacağını seçmek, parçanın üzerinde hangi renklerin yer almasını istemek bizim seçimimizdir.
“İnsan tepkileri içinde en belirgini, gerçeği reddetmektir.”18
Koçluk da seçimle başlar. Öncelikle seni destekleyenler içerisinden koçluğu seçmiş olursun. Koçluk seansının ilk sorusu “Bugün burada ne konuşmak sizi destekler?” yine bir seçimdir. Bireyin özüne inen kapıları çalmaya başlar. Koçluk alan kişi, hedeflerinden birini, kendini etkileyen / güçlendirmek istediği konuyu seçer. Koçluk, bireyin içindeki gücü fark etmesini, daha da kuvvetlendirmesini, kendine daha çok inanmasını, kontrolünde olanları fark ettirerek yapabileceklerine odaklandırarak yolda kalmasını sağlar. Seansın içerisindeki yer alan tüm cevaplar bireyin kendi ebru sanatı için tercih ettiği seçimlerdir. Belirlediği hedefe giderken nelere ihtiyacı olduğunu, nelerin onu desteklediğini, hangi güçlü yönleri ile bu hedefine kolaylık sağladığını, hangi alternatif yolların onu olmak istediğine kavuşturacağını kendi seçer.
Sonuç yine eşsiz, kişinin sadece kendisine özeldir. Koçluk, farkındalık seçimidir. Görüşmenin sonunda yöneltilen “bugün bu görüşme size neyi fark ettirdi” sorusu yine bir seçimdir, farkındalıklar içerisinden seçim yaptırır. Birey artık o farkındalıkla hayatına bakmaya başlar.
Koçluk da hayat da bir farkındalık yolculuğudur.
“Her seçim bir vazgeçiştir ve her vazgeçiş sınırlıkların ve geçiciliğin farkına
varmamızı sağlar.”19
Hayat, direksiyonu sizde olan bir farkındalık yolculuğudur. Direksiyonu hangi yöne çevireceğiniz, yanınıza, çantanıza neler alacağınız, nerelere uğramak ve nasıl bir yolculuk geçirmek istediğiniz hepsi birer seçimdir. Yolculuğunuza kimlerin eşlik edeceklerini seçmek yine sizin kontrolünüzdedir. Ama benim seçmediklerim, zorunluluktan yolculuğuma eşlik edenler var derseniz, bu sefer de onlara karşı tutumunuzu, size nasıl etki etmelerini seçersiniz. Size her zaman ana yolunuzu hatırlatacak, hedefinize ulaşmanızı sağlayacak olan; koçluktur. Koçluk yolda olmaktır, yoldayken farkındalığın keyfini çıkarmak, kendini olduğun halinle tam ve bütün görmek, öğrenen zihinle yola devam etmek, farklı pencerelerden bakabilmektir.
“Sevebileceğiniz bir kader yaratın.”20
Hayat bir farkındalık yolculuğu. Rotanı belirlemek senin elinde, direksiyon senin elinde, hedeflerini özünün ışığında belirlemek senin elinde... Yolculuğa başladığın yerde eminim bir çok renk var, sen farkındalık yolculuğuna oradan hangi renkleri almayı seçiyorsun?
“Sana nereli olduğun sorulduğunda asla bir memleket adı söyleme, dünyanın bir insanı olduğunu unutma.” 21
24.02.2022
1 Matrix film replik
2 Koçluk Alışkanlığı, Micheal Bungay Stanier, Sola Unitas Yayınları
3 Epiktetos,Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir, Destek Yayınları
4 Epiktetos,Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir, Destek Yayınları
5 Epiktetos,Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir, Destek Yayınları
6 Düşlediğiniz İnsan Olun, Wes Beavi Beyaz Yayınları
7 Epiktetos,İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar, Beta Kitap8 Mevlana, İstediğin Bir Şey Olursa Bir Hayır Olmazsa Bin Hayır Ara, Destek Yayınları
9 Irvin D. Yalom, Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek, Pegasus Yayınları
10 Epiktetos,Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir, Destek Yayınları
11 Mevlana, İstediğin Bir Şey Olursa Bir Hayır Olmazsa Bin Hayır Ara, Destek Yayınları
12 Marcus Aurelius, Unutma Mutlu Bir Hayat Çok Az Şeye Bağlıdır, Destek Yayınları
13 Marcus Aurelius, Unutma Mutlu Bir Hayat Çok Az Şeye Bağlıdır, Destek Yayınları
14 Neville, İnancınız Servetinizdir, Sola Unitas Yayınları
15 Hasemin Sunim, Yalnızca Yavaşladığında Görebileceğin Şeyler, Pegasus Yayınları16 Louise L. Hay, Pozitif Gücün Büyüsü, Dijojen Yayınları
17 Lao Tzu
18 Matrix film replik
19 Irvin D. Yalom,Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek,Pegasus Yayınları
20 Irvin D. Yalom, Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek, Pegasus Yayınları
21 Epiktetos, Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir, Destek Yayınları
Comentarios